Yanmalar ve Haşlanmalar
Yanık,
kendisini meydana getiren fiziksel etkenin adıyla anılır. Sıcak su yanıkları,
sıcak buhar yanıkları, sıcak yüzey yanıkları (soba, ütü...), alev yanıkları
(ocak, mangal), elektrik yanıkları ve kimyasal maddelerin meydana getirdiği
yanıklar.
Yanığı
oluşturan fiziksel etkenin vücutta meydana getirdiği tahribat, deri, deri altı,
daha derindeki kas ve kemiklerin olaydan zarar görmesiyle sonuçlanır. Bu
harabiyetin oluş şiddeti, etkenin enerji olarak yoğun oluşununa ve etkenin
vücuda temas süresine göre değişir.
Yanığın
derinliği yanında, yanık yüzeyinin genişliği de önemlidir. Yanık yüzeyinin
genişliği yaralınınn hayatta kalma şansı ile doğrudan bağlantılıdır. Bebeklerde
%10, erişkinlerde %20'den geniş yanıklar muhakkak yataklı kurumlarda tedavi
edilmelidir. Vücut yüzeyinin ne kadarı yandığı 9'lar kuralı şeması ile kolayca
hesaplanabilir. Şemayı görmek için tıklayın
Yanık,
insanı dış etkilerden ve bakterilerden koruyan bir organı, deriyi devre dışı
bıraktığı için hastalar kolayca enfeksiyon kapma tehlikesiyle karşı karşıya
kalırlar. Yanık yüzey bakteriler tarafından kısa sürede işgal edilir ve yara
iltahaplanır. Bu bölgede mikroplardan açığa çıkan zehirli maddeler tüm vücuda
yayılarak hastaların vücut dirençlerinin kırılmasına ve ağır bir sistematik
iltahap tablosunun ortaya çıkmasına sebep olur. Diğer taraftan bu açık yüzeyden
dışarı sızan serum, vücut sıvılarının süratle azalmasına yol açar. Vücutta
kaybolan gündelik sıvı miktarı, yanık yüzeyinin genişliğine bağlıdır ve 1 - 9
litre arasında değişir. Bu açığın kapatılmaması, dolaşımın zayıflamasına ve
böbreklerin iflasına yol açarak ölüme sebep olur.
Deri
yüzeysel olarak etkilenir. Tüm deri katları olaydan zarar görmez. Gözle
bakıldığında derideki kızarıklıklar görülebilir. Uzun süre güneşte yatan bir
insanın derisinin kızarmasını örnek olarak verebiliriz.
Derinin
en üst tabakası ve ortalama 1,5 mm kalınlığındaki epidermis tabakasının tamamen
harap olması anlamına gelmektedir. Bu tür yanıklarda, deri yüzeyinin hemen
altında toplanan serum sızıntısı, içi sıvı dolu kabarcıklar oluşturur. Bu sıvı
tabakasını örten zar, tamamen ölmüş deriden oluşur.
Derinin
tüm katmanlarının ısıl etken nedeniyle tamamen tahrip olması demektir. Yanığı
doğuran etkenin deriyle temas süresinin uzun olduğu anlaşılır. Bölge bu nedenle
tamamen kömürleşir. Yara içine bakıldığında kasların ortaya çıktığı, bazen
kemiklerin bile kömürleştiği görülebilir.
Güneş
yanıkları yalnız güneş ışınları ile değil, bazı güzellik salonlarında cildi
esmerleştirmek için yapılan UV radyasyonları (solaryum) ile de
oluşabilmektedir.
İki
tür UV ışını vardır.
1. UVA denen
ışın, solaryumlarda kullanılır. Ancak bu ışınlar diğerlerinden daha derin
katlara nüfus eden deri kanserine, deri yaşlanmasına, gözlerin zedelenmesine ve
derinin bağışıklık direncinin azalmasına sebep olur.
2. UVB denen
ışın deri kanseri yapan ve deriyi yakan ışın türüdür
YANIKLAR
Yanık, vücudun bir bölgesindeki dokuların yüksek ısıdan zarar görmesidir.
Hastanın yaşamını tehdit etmesinin yanı sıra, oluşan nedbe dokusu estetik
açıdan sorun yarattığından her zaman acil olarak tedavi edilmelidir.
NEDENLERİ
Yanık, alev ya da sıvı, katı ve buhar halindeki sıcak cisimlerin doğrudan
etkisiyle oluşur. Bunların yanında, elektrik çarpması ya da sülfürik asit gibi
kimyasal maddelerle temas sonucunda da yanığa benzer lezyonlar oluşabilir.
Dokunun gördüğü zarar, ısının yüksekliği ve dokunun ısıya maruz kaldığı süre
ile doğru orantılıdır. Dokunun 550C'lik ısı-ya 30 saniye süreyle maruz kalması
sonucunda yalnız o bölgede kızarıklıkla (eritem) ortaya çıkan hafif düzeyde bir
reaksiyon oluşur. Isının 650C'ye çıkması, aynı sürede, o bölgedeki derinin
zedelenmesine yol açar. Yanık, ne kadar derine inmişse ve ne kadar geniş bir
yüzeye yayılmışsa o kadar ağırdır.
SINIFLANDIRMA
Yanıklar derecesine ve yaygınlığına göre sınıflandırılır. Yanık derecesinin
artması, o bölgedeki doku hasarının arttığını gösterir.
-Birinci derece yanıklar: Yanık bölgesinde deride kızanklık (eritem)
dışında bulgu yoktur.
-İkinci derece yanıklar: Bölgesel kızarıklığa ek olarak derinin yüzeysel
katmanlan ve küçük kan damarlarının zarar görmesi sonucu içi berrak sıvı dolu
kesecekler (bül) oluşur.
-Üçüncü derece yanık]ar: Yanık bölgesindeki deride doku ölümü de
(nekroz) vardır; derinin bütün katmanlarının yanı sıra bazen derinin altındaki
dokular da zedelenmiştir.
-Yanık bölgesinde kömürleşme varsa ve yağ dokusu, kas ya da kemik gibi
derindeki yapılar da etkilenmişse dördüncü derece yanıktan söz edilir.
Yanıkların Değerlendirilmesi;
Yanıkların değerlendirilmesinde ele alınan bir ölçüt de vücudun yanıktan
etkilenen yüzeyinin genişliğidir. Yaygınlık derecesi tüm vücut yüzeyine oranla
yüzde olarak belirtilir. Bu amaçla vücuttaki çeşitli bölgeler, kapladığı alanın
büyüklüğüne göre derecelenmiştir. Örneğin, kafa derisi, tüm vücut yüzeyinin
yaklaşık yüzde 9'luk bölümünü oluşturur. Kollann her birinin kapladığı alan tüm
vücut yüzeyinin yüzde 9'u, gövde-nin ön ve arka yüzeylerinin her biri yüzde 18,
bacaklann her biri yüzde 18 ve cinsel organlann bulunduğu bölge yüzde 1 olarak
kabul edilir.
Vücutta yanıktan etkilenen toplam alan erişkinde yüzde 20'nin, çocukta yüzde
12-15'in altında kalırsa yamğın bölgesel olduğu kabul edilir. Bunun tersine,
yanıktan etkilenen yüzey bu olgulardan genişse, geniş yanıktan söz edilir; bu
yanıkiann bütün vücudu etkileyen değişikliklere neden olması beklenir. Çok
geniş alana yayılan yanıklar aşın sıvı kaybına yol açar; bunun sonucunda akut
böbrek yetmezliği gelişebilir ve hasta ölebilir.
Bölgesel yanıkların gidişi de yanığın dereeesiyle ilişkilidir: Birinci ve
ikinci derece yanıklar genellikle çok kötü sonuçlanmaz ve herhangi bir nedbe
dokusu oluşumuna yol açmadan birkaç gün içinde iyileşir.
Uçüncü derece yanıklarda ise ölü doku artıklarının uzaklaştınlması
iki-üçhaftayı bulur; doku ölümü olan bölgede normal deriye benzer doku yerine
nedbe dokusu oluşur. Derideki herhangi bir lezyonun iz bırakmadan iyileşmesi ya
da zedelenen dokunun tıpatıp aynının oluşabilmesi için bu bölgedeki derinin en
alt katmanının sağlam kalmış olması gerekir. Yoksa, özgün dokunun yerine sadece
açık kalan bölgeyi kapatmak için basit bağdoku yapısında bir örtücü katman
oluşur. Nedbe dokusu adı verilen bu doku vücudun herhangi bir organında
oluşabilir. Nedbe dokusu derininkilere benzemeyen özellikleri nedeniyle hem
estetik bozukluk yaratır, hem de esnekliği olmadığından çevresindeki deriyi
çekerek bölgenin gerginleşmesine ve büzülmesine yol açar. Uçüncü derece
yanıklarda görülen başka bir sorun da bu bölgedeki savunma öğelerinin
yitirilmesine bağlı olarak bölgenin her türlü enfeksiyon etkenimne açık
olmasıdır. Bu yüzden bu bölgenin enfeksiyonlardan iyi korunması gerekir. Yanık
çok ileri derecede ve yaygınsa, hastada ateş, kilo kaybı, iştahsızlık,
kansızlık, hipoproteinemi (kan proteinlerinde düşüklük), böbrek işlevlerinin
bozulmasına bağlı belirtiler, bazen akciğer enfeksiyonlan ve septisemiden
(mikrobun kana kanşması) şoka varabilen çeşitli belirtiler görülebilir.
İlk Alınacak Önlemler
Yanıkların mutlaka bu konuda uzmanlaşmış hastanelerde tedavi edilmesi gerekir.
Bununla birlikte, çoğu durumda yanıklı hastaya ilk girişim, kazanın olduğu
bölgede yapılmalıdır. Bu yüzden yanan hastaya yaklaşımda şu temel kurallara
uyulmalıdır:
-Ilk iş olarak yanığa neden olan ısı kaynağı hemen uzaklaştınlmalı ve etkisiz
hale getirilmelidir.
-Bu amaçla hastanın vücudunun üstündeki alev hemen bir battaniye ya da örtüyle
söndürülmelidir.
-Hastanın üstündeki giysiler hemen soğutulmalı, zararlı bir kimyasal maddeye
bulaşmışsa çıkartılmalıdır. Hastanın giysileri dikkatle üstünden çıkanImalıdır.
Bu işlem aceleyle ve dikkatsizce yapılırsa, yanık bölgesine yapışmış olan
giysilerin çıkanlması bölgenin daha fazla zarar görmesine yol açabilir.
Özellikle vücuda değen ve alev olmadan da yanma özelliği olan plastik gibi
maddelerin deriyi zedelemesini engellemek gerekir.
-Bulunduğu bölgeye zarar vermeyen giysileri çıkarmak gereksizdir; yanık
bölgeleri sterll (mikroptan anndınlmış) gazlı bezlerle örtülmelidir.
-Bölgeyi dezenfekte etmemek ve bölgeye pomat sürmemek gerekir.
-Hasta bir an önce hastaneye götürülmelidir.
Ufak yanıklar evde de tedavi edilebilir. 'ıbölgesine herhangi bir pomat
sürülmemelidir. Aynca bölgede içi berrak sıvı dolu olan keseciklerin oluşumuna
neden olan yanıklarda enfeksiyon gelişmesini engellemek için bu kesecikler
patlatılmamalıdır. Yapılacak tek şey bu bölgenin mikroplardan arındırıcı
maddelerle yıkanması ve sargı bezleriyle bölgenin gevşekçe sarılmasıdır. (Ağır
yanıklarda bölge dezenfekte edilmez.)
Böyle bir önlem bakteri kökenli bir enfeksiyonun oluşmasını engellerse de,
bütün önlemlere karşın gene de enfeksiyon oluşabilir.
Yanıkların değerlendirilmesinde dikkatli davranmak gerekir; yalnızca kızanklık
oluşumuna neden olsa da, yaygın yanıklarda mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.